tesis etmek

Bedeutungen von dem Begriff "tesis etmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 19 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	tesis etmek	establish v.
That is why it is so important for the ECB to establish its own credibility. Bu nedenle Avrupa Merkez Bankası'nın kendi kredibilitesini tesis etmesi çok önemlidir. More Sentences
Law
2	Law	tesis etmek	create v.
In the final analysis, we are not here to keep the show on the road; we are here to create justice. Son tahlilde, biz burada gösteriyi devam ettirmek için bulunmuyoruz; biz burada adaleti tesis etmek için bulunuyoruz. More Sentences
3	Law	tesis etmek	establish v.
He sent a strong message to us to help him to establish peace as soon as possible. Barışın bir an önce tesis edilmesine yardımcı olmamız için bize güçlü bir mesaj gönderdi. More Sentences
Technical
4	Technical	tesis etmek	establish v.
That only applies, however, if this right is established in the Member States' legislation. Ancak bu sadece Üye Devletlerin mevzuatında bu hakkın tesis edilmesi halinde geçerlidir. More Sentences
General
5	General	tesis etmek	institute v.
6	General	tesis etmek	found v.
7	General	tesis etmek	frame v.
8	General	tesis etmek	install v.
9	General	tesis etmek	erect v.
10	General	tesis etmek	make v.
11	General	tesis etmek	lay v.
12	General	tesis etmek	fabric [obsolete] v.
Phrasals
13	Phrasals	tesis etmek	put in v.
Law
14	Law	tesis etmek	constitute v.
15	Law	tesis etmek	found v.
16	Law	tesis etmek	install v.
Technical
17	Technical	tesis etmek	install v.
18	Technical	tesis etmek	constitute v.
Archaic
19	Archaic	tesis etmek	stablish v.

Bedeutungen, die der Begriff "tesis etmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 40 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	adaleti tesis etmek	establish justice v.
Bush thinks that he has been sent by God to establish justice on Earth. Bush, Tanrı tarafından yeryüzünde adaleti tesis etmek için gönderildiğini düşünüyor. More Sentences
2	General	güven tesis etmek	build trust v.
Measures to build trust are required if negotiations are to succeed. Müzakerelerin başarıya ulaşması için güven tesis edecek tedbirlerin alınması gerekmektedir. More Sentences
3	General	yeniden tesis etmek	reestablish v.
Although international law has been violated, there is now a chance to reestablish it. Her ne kadar uluslararası hukuk ihlal edilmiş olsa da, şimdi bunu yeniden tesis etmek için bir şans var. More Sentences
4	General	yeniden tesis etmek	re-establish v.
This will contribute hugely towards re-establishing the confidence of the European citizens in this institution. Bu, Avrupa vatandaşlarının bu kuruma olan güveninin yeniden tesis edilmesine büyük katkı sağlayacaktır. More Sentences
Trade/Economic
5	Trade/Economic	yeniden tesis etmek	re-establish v.
We believe these measures are an important step on the road to re-establishing consumer and public confidence. Bu tedbirlerin tüketici ve kamu güveninin yeniden tesis edilmesi yolunda önemli bir adım olduğuna inanıyoruz. More Sentences
General
6	General	güven tesis etmek	build up trust v.
7	General	ipotek tesis etmek	encumber with a mortgage v.
8	General	ipotek tesis etmek	collateralize v.
9	General	ipotek tesis etmek	establish a lien v.
10	General	güven tesis etmek	establish trust v.
11	General	ipotek tesis etmek	collateralise v.
12	General	tekrar kurmak/tesis etmek	reinstitute v.
13	General	bir hedef/amaç tesis etmek	establish an objective v.
14	General	temin ve tesis etmek	provide and install v.
15	General	yeniden tesis etmek	reestate [obsolete] v.
16	General	yeniden tesis etmek	refound v.
17	General	yeniden tesis etmek	reinstall v.
18	General	yeniden tesis etmek	reinstal v.
19	General	adaleti tesis etmek	remedy [obsolete] v.
20	General	hatalı tesis etmek	misground v.
21	General	yeniden tesis etmek	renew v.
22	General	muhtemel bir girişim veya uygulama için tesis etmek	direct v.
23	General	önceden tesis etmek	preestablish v.
24	General	önceden tesis etmek	pre-establish v.
25	General	yeniden tesis etmek	restore v.
Phrasals
26	Phrasals	(bir yerde) tesis etmek	base in v.
27	Phrasals	(bir yerde) tesis etmek	base in v.
Idioms
28	Idioms	barışı tesis etmek	sheathe the sword v.
Trade/Economic
29	Trade/Economic	ipotek tesis etmek	give a mortgage v.
30	Trade/Economic	yeniden tesis etmek	reestablish v.
31	Trade/Economic	düzeni tesis etmek amacıyla	for the sake of good order expr.
Law
32	Law	hak tesis etmek	establish a right v.
33	Law	rehin tesis etmek	put lien on v.
Politics
34	Politics	diplomatik ilişkiler tesis etmek	establish diplomatic relations v.
35	Politics	otoriteyi tesis etmek	establish the authority v.
36	Politics	otoriteyi yeniden tesis etmek	restore the authority v.
37	Politics	otoriteyi tesis etmek	restore the authority v.
38	Politics	otoriteyi tesis etmek	retain the authority v.
39	Politics	otoriteyi tekrar tesis etmek	restore the authority v.
Military
40	Military	kanun ve nizamı yeniden tesis etmek	reinstate law and order v.